Milton Friedman (1912-2006)
Nobel ödüllü ABD'li ekonomist.
Milton Friedman, Monetarizmin oluşumunda ve tanıtımında en önemli isimdir. 1976 yılında "Paranın Miktar Teorisi üzerine çalışmalar" adlı kitabında Monetarizmin temel ilkelerini ortaya koymuştur. Milton Friedman kendisine Nobel Ekonomi Ödülü verilirken yaptığı konuşmada "enflasyon her zaman ve her yerde parasal bir olgu olmuştur" sözüyle parasal genişleme - enflasyon arasındaki sıkı ilişkiye vurgu yapmıştır. Friedman ayrıca bir ekonomik durgunluk ya da bunalım döneminde bir şekilde "ipleri elinde tutmak" şeklindeki dinamik agresif bir para arzı genişlemesinin etkili olmayacağı düşüncesinden hareketle ortaya atılan "para önemli değildir" tarzındaki hakim Keynesyen düşünceyi ortadan kaldırmak istemiştir. Friedman ve diğer Monetaristlerden Schwartz, para politikasının hem genişlemelerde hem de daralmalarda gerçekten etkili olduğunu göstermişlerdir. Milton Friedman'ın para ekonomisi üzerine yaptığı çalışması, 1960'larda ve 1970'lerde enflasyon tehlike sinyalleri vermeye başladıkça, giderek önemli ve uygulanabilir hale geldi. Friedman'a göre ileri ülkelerde 1970'lerden sonra baş gösteren krizin asıl nedeni John Maynard Keynes'ten esinlenerek uygulamaya sokulmuş konjonktür politikalarıdır. Yüksek düzeyde istihdam oluşturmayı esas almış olan konjonktür politikalar, gevşek politikasından doğan etkilerle ekonomileri raydan çıkararak istikrarsızlığı yaygınlaştırmıştır. 1970'lerin ve 1980'lerin başlarında Monetarsitler gerek Akademik ve gerekse politik çevrelerden birçok taraftara toplayarak düşüncelerini yaymışlardır. Onlara göre 1970'li yıların sorunu olan işsizlik ve enflasyonun sebebi uygulanan gelişigüzel para politikalarıdır. Ekonomik istikrarsızlığın kaynağı ise para arzındaki düzensiz dalgalanmalardır.
20.yüzyılın iktisatçısı olarak tanımlamamın nedeni ekonomi bilimine katkılarının o yüzyılda yapılmış olmasındandır. Friedman'ın başyapıtı laissez faire kapitalizmini (bırakınız yapsınlar) savunan 'Capitalism and Freedom' adlı eseriydi. Her ne kadar ekonomi bilimine asıl katkısını monetarist teoriyi geliştirdiği eserleriyle yapmış olsa da düşüncesinin felsefi altyapısını geliştirdiği eseri budur. Bunun yanında 1980'lerde televizyonda bir dizi olarak sunduğu 'Free to Chose' daha sonra kitap haline getirilmiş ve yaygın bir okur kitlesi tarafından okunmuştu. Anna Schwartz ile birlikte yazdıkları 'A Monetary Theory of the United States' para arzının ekonomideki rolü konusunda çok insanı etkilemiş bir kitaptır. Her ne kadar paranın ekonomideki rolü üzerine Friedman'dan önce de yazılmış bir çok eser bulunsa da onun yaklaşımı sonucunda o zamana kadar sanki ikinci sınıf bir ekonomik gösterge olarak algılanan parasal göstergeler birden birinci derecede öneme kavuşmuştur. Friedman'a göre para arzının ekonomi üzerindeki etkisi birincil derecede bir etkidir ve o nedenle para arzının denetlenmesi ekonominin büyük ölçüde denetlenebilmesini sağlar. Friedman'a gelinceye kadar Keynesyen ekonomi politikasının etkisiyle daha çok maliye politikasına ağırlık veren ekonomi politikası, sonraki dönemde para politikasının önceliği almasıyla ciddi bir değişime uğramıştır. Friedman'ın yaklaşımı kabaca şöyle özetlenebilir: Ekonomide devletin rolü mümkün olabilecek en az düzeye indirilmelidir. Bu düzey klasik iktisatçıların söylediği gibi adalet, savunma, dış politika gibi klasik görevlerle sınırlanmalı, nötr bir bütçe politikası izlenmeli, yani bütçe açık vermemeli, nötr bir vergi politikası izlenmeli, yani teşvik vb gibi düzenlemelerden kaçınılmalıdır. Devlet kimsenin lehine ya da aleyhine düzenlemeler yapmamalıdır. Bunların yanı sıra Merkez Bankası, para arzını denetlemeli ve fiziksel büyüme ile paralel bir para arzı artışından öteye gitmemelidir. Friedman'ın görüşlerini biraz daha açabilmek için Fisher tarafından ortaya atılmış bulunan değişim denklemi ve onun çerçevesinde geliştirilmiş bulunan para miktar kuramına biraz daha yakından bakmak gerekiyor. Önce ünlü değişim denklemini yazalım: MV = PQ. Yani para arzı (M) ile paranın dolanım hızı, ya da her bir para biriminin yılda kaç kez eldeğiştirdiğini gösteren katsayının (V) çarpımı, bir yıl içinde yapılan toplam mal ve hizmet üretiğminin fiyatlar cinsinden ifade edilmesine (PQ) yani GSYİH'ya eşittir. Bu denklemde V az ya da çok kısa dönemde sabit olarak kabul edilebilir. Çünkü bir toplumda paranın el değiştirme hızı daha çok geleneklere bağlıdır ve geleneklerin değişmesi de çok hızlı olmaz. Dolayısıyla kısa dönemde V sabit kabul edilirse fiziksel üretim miktarı (Q) üzerindeki para arzı artışları fiyatların (P) artmasıyla sonuçlanır. Yani para arzı ile enflasyon arasında yakın ve paralel bir ilişki vardır. Friedman, Keynesyen ekonomik yaklaşımın dünya üzerinde tartışılmaz egemenliğinin yavaş yavaş sorgulanmaya başladığı bir dönemde ortaya attığı monetarist teori ile yalnızca uygulamayı etkilemekle kalmamış aynı zamanda ekonomi teorisini de önemli ölçüde etkilemiştir. Sonraki dönemde paranın ekonomideki önemi giderek artmıştır. Friedman'ın bu görüşleri sonrasında yeni klasik iktisatçılar rasyonel bekleyişler teorisini geliştirerek bekleyişlerin de en az reel ekonomi ve parasal ekonomi kadar önemli olduğunun anlaşılmasına yol açmışlar ve böylece eskiden çoğunlukla reel ekonomiyle ilgilenen ekonomi bilimi eksik parçalar nedeniyle tamamlanamayan bir bulmaca olmaktan çıkmıştır. "Enflasyon her zaman ve her yerde parasal bir olgudur" sözüyle ünlenen Friedman'ın ölümüyle birlikte büyük iktisatçılar kuşağı tarihe karışmış olmaktadır.
Milton Friedman, Monetarizmin oluşumunda ve tanıtımında en önemli isimdir. 1976 yılında "Paranın Miktar Teorisi üzerine çalışmalar" adlı kitabında Monetarizmin temel ilkelerini ortaya koymuştur. Milton Friedman kendisine Nobel Ekonomi Ödülü verilirken yaptığı konuşmada "enflasyon her zaman ve her yerde parasal bir olgu olmuştur" sözüyle parasal genişleme - enflasyon arasındaki sıkı ilişkiye vurgu yapmıştır. Friedman ayrıca bir ekonomik durgunluk ya da bunalım döneminde bir şekilde "ipleri elinde tutmak" şeklindeki dinamik agresif bir para arzı genişlemesinin etkili olmayacağı düşüncesinden hareketle ortaya atılan "para önemli değildir" tarzındaki hakim Keynesyen düşünceyi ortadan kaldırmak istemiştir. Friedman ve diğer Monetaristlerden Schwartz, para politikasının hem genişlemelerde hem de daralmalarda gerçekten etkili olduğunu göstermişlerdir. Milton Friedman'ın para ekonomisi üzerine yaptığı çalışması, 1960'larda ve 1970'lerde enflasyon tehlike sinyalleri vermeye başladıkça, giderek önemli ve uygulanabilir hale geldi. Friedman'a göre ileri ülkelerde 1970'lerden sonra baş gösteren krizin asıl nedeni John Maynard Keynes'ten esinlenerek uygulamaya sokulmuş konjonktür politikalarıdır. Yüksek düzeyde istihdam oluşturmayı esas almış olan konjonktür politikalar, gevşek politikasından doğan etkilerle ekonomileri raydan çıkararak istikrarsızlığı yaygınlaştırmıştır. 1970'lerin ve 1980'lerin başlarında Monetarsitler gerek Akademik ve gerekse politik çevrelerden birçok taraftara toplayarak düşüncelerini yaymışlardır. Onlara göre 1970'li yıların sorunu olan işsizlik ve enflasyonun sebebi uygulanan gelişigüzel para politikalarıdır. Ekonomik istikrarsızlığın kaynağı ise para arzındaki düzensiz dalgalanmalardır.
20.yüzyılın iktisatçısı olarak tanımlamamın nedeni ekonomi bilimine katkılarının o yüzyılda yapılmış olmasındandır. Friedman'ın başyapıtı laissez faire kapitalizmini (bırakınız yapsınlar) savunan 'Capitalism and Freedom' adlı eseriydi. Her ne kadar ekonomi bilimine asıl katkısını monetarist teoriyi geliştirdiği eserleriyle yapmış olsa da düşüncesinin felsefi altyapısını geliştirdiği eseri budur. Bunun yanında 1980'lerde televizyonda bir dizi olarak sunduğu 'Free to Chose' daha sonra kitap haline getirilmiş ve yaygın bir okur kitlesi tarafından okunmuştu. Anna Schwartz ile birlikte yazdıkları 'A Monetary Theory of the United States' para arzının ekonomideki rolü konusunda çok insanı etkilemiş bir kitaptır. Her ne kadar paranın ekonomideki rolü üzerine Friedman'dan önce de yazılmış bir çok eser bulunsa da onun yaklaşımı sonucunda o zamana kadar sanki ikinci sınıf bir ekonomik gösterge olarak algılanan parasal göstergeler birden birinci derecede öneme kavuşmuştur. Friedman'a göre para arzının ekonomi üzerindeki etkisi birincil derecede bir etkidir ve o nedenle para arzının denetlenmesi ekonominin büyük ölçüde denetlenebilmesini sağlar. Friedman'a gelinceye kadar Keynesyen ekonomi politikasının etkisiyle daha çok maliye politikasına ağırlık veren ekonomi politikası, sonraki dönemde para politikasının önceliği almasıyla ciddi bir değişime uğramıştır. Friedman'ın yaklaşımı kabaca şöyle özetlenebilir: Ekonomide devletin rolü mümkün olabilecek en az düzeye indirilmelidir. Bu düzey klasik iktisatçıların söylediği gibi adalet, savunma, dış politika gibi klasik görevlerle sınırlanmalı, nötr bir bütçe politikası izlenmeli, yani bütçe açık vermemeli, nötr bir vergi politikası izlenmeli, yani teşvik vb gibi düzenlemelerden kaçınılmalıdır. Devlet kimsenin lehine ya da aleyhine düzenlemeler yapmamalıdır. Bunların yanı sıra Merkez Bankası, para arzını denetlemeli ve fiziksel büyüme ile paralel bir para arzı artışından öteye gitmemelidir. Friedman'ın görüşlerini biraz daha açabilmek için Fisher tarafından ortaya atılmış bulunan değişim denklemi ve onun çerçevesinde geliştirilmiş bulunan para miktar kuramına biraz daha yakından bakmak gerekiyor. Önce ünlü değişim denklemini yazalım: MV = PQ. Yani para arzı (M) ile paranın dolanım hızı, ya da her bir para biriminin yılda kaç kez eldeğiştirdiğini gösteren katsayının (V) çarpımı, bir yıl içinde yapılan toplam mal ve hizmet üretiğminin fiyatlar cinsinden ifade edilmesine (PQ) yani GSYİH'ya eşittir. Bu denklemde V az ya da çok kısa dönemde sabit olarak kabul edilebilir. Çünkü bir toplumda paranın el değiştirme hızı daha çok geleneklere bağlıdır ve geleneklerin değişmesi de çok hızlı olmaz. Dolayısıyla kısa dönemde V sabit kabul edilirse fiziksel üretim miktarı (Q) üzerindeki para arzı artışları fiyatların (P) artmasıyla sonuçlanır. Yani para arzı ile enflasyon arasında yakın ve paralel bir ilişki vardır. Friedman, Keynesyen ekonomik yaklaşımın dünya üzerinde tartışılmaz egemenliğinin yavaş yavaş sorgulanmaya başladığı bir dönemde ortaya attığı monetarist teori ile yalnızca uygulamayı etkilemekle kalmamış aynı zamanda ekonomi teorisini de önemli ölçüde etkilemiştir. Sonraki dönemde paranın ekonomideki önemi giderek artmıştır. Friedman'ın bu görüşleri sonrasında yeni klasik iktisatçılar rasyonel bekleyişler teorisini geliştirerek bekleyişlerin de en az reel ekonomi ve parasal ekonomi kadar önemli olduğunun anlaşılmasına yol açmışlar ve böylece eskiden çoğunlukla reel ekonomiyle ilgilenen ekonomi bilimi eksik parçalar nedeniyle tamamlanamayan bir bulmaca olmaktan çıkmıştır. "Enflasyon her zaman ve her yerde parasal bir olgudur" sözüyle ünlenen Friedman'ın ölümüyle birlikte büyük iktisatçılar kuşağı tarihe karışmış olmaktadır.
http://www.friedmanfoundation.org/
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=205000 Mahfi Eğilmez
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder